21 Nisan 2010 Çarşamba

en son ne zaman


oje süreyim diyorum
önce açık renkler, bir kaç deneme yapayım, en son en koyu renkte karar vereyim, zordur koyu renk ojeyi sürmek, biraz uğraşayım, kuruması için türlü numaralar yapayım...
.
sıcak su hazırlıyayım ayaklarım için biraz, yaz geliyor malum, içine biraz mis kokulu yağlardan, daldırayım ayaklarımı içine...
.
o sırada bir dergi alayım elime, karıştırayım biraz dergiyi, dekorasyon dergisi olabilir, okudukça güzel fikirler, arada kafamı kaldırıp bakınayım etrafa nereye uygulayabiliriz diye..
.
ayaklarım pembiş olunca çıkarayım artık sudan, onları da kendine getirdikten sonra, oje işlemini başlatayım onlar içinde, parmaklarımın arasına pamuk koyayım, kuruyana kadar uzatayım koltuğun üzerine...

mutfağa gidip bir kahve yapayım kendime, salona geçerken banyodan cımbız ve büyüteçli aynamı alayım, biraz gözenek ve biraz da kaşlara şekil vereyim..

gözenekleri temizleyince maske yapmadan sıkıştırmadan olmaz, önce bir peeling arkasından bir maske, en az yirmi dakika durmalı yüzümde, sonra yıkarım ılık suyla....
o sırada kahvemi içerken kitabımı okuyayım biraz...

sonra birazda makyaj denenemeleri yapayım, dökeyim bütün malzemeleri ortaya, siyah göz makyajı yapayım en koyusundan, öbür gözüme açık renk denemeleri yapayım..
uzun uzun aynaya bakayım hangisinin en çok yakıştığına karar vermeye çalışayım..
.
akşam için yapacaklarımı düşüneyim, salatalık malzemelerimle bir kaç çeşit salata hazırlıyayım, onları yıkaması, kurutması doğraması, süslemesi epey vaktimi alacak ama olsun...
.
niye yapıyorum ki zaten bunca şeyi
sadece can sıkıntısından
.
sahii en son ne zaman bu kadar canımın sıkılması için vaktim olmuştu benim
hatırlayamadığıma göre olmuş 2-3 sene.....