7 Aralık 2009 Pazartesi

bi şeyler...


Değişik bir şey yok, bol kahve var, keyif var, gülümsemek istersek eğer çok sebep var, ama yok eğer sıkkınsa canımız ya da hava biraz kapalıysa surat asmak içinde çok sebep var..

Öyle böyle geçiyor günler, ofisteki günler sıkıcı ve durgun, evdekiler ise tam tersine bol hareketli, danslı, müzikli..

Tüm bunların arasında yine de sıkıcı bi şeyler var, yazma isteğim yok, belki de hiç bir şey yapma isteğim yok, ama bol bol “hiç bir şeye yetişemiyorum” lafım var..

Evet yetişemiyorum, yetişmek istediklerim mi beni aşıyor, ben mi çok yavaş kalıyorum bilmiyorum ama sanki hep bir şeyler eksik kalıyormuş hissi var…

Var işte bişeyler, hani hiç bir şey yokken, illa bişeyler bulan tipler vardır ya onlardan mıyım acaba, bu durgunluk sıkıntı veriyor bana…

Kokular var hayatımda ve hatıralar..
“Parfümün Dansı” kitabını bir daha okuyasım var, hemen bu akşam başlamalıyım..
Limonlu kek kokusu var mesela, hatırlattığı kişinin şen kahkalarıyla…
“Polo sport” kokusu var, özlenen bir dostu hatırlatan…
Toparlanmayan düşünceler, yazınca hiç bir şeye benzemeyen planlar
Aa unutmadan bir de bu aralar alışveriş yapma isteği var acayip boyutlarda
Özellikle, ayakkabı, çanta ve kemer takıntısı var
Sürekli kendimi internet sitelerinde bunların arasında buluyorum, yılbaşı yaklaşırken bir sürü hediye alasım var, beni çağırıyor rengarenk süslenmiş mağazalar, bayılıyorum yılbaşı alışverişine..
Çam ağacını durduğu kutudan çıkarmak ve bu sene çok daha keyifli olacağını düşündüğüm süsleme işi var aklımda..
Aralık ayı yavaş geç, yapacak çok şey var….