3 Şubat 2010 Çarşamba

kar,kuşlar ve ben..


14 şubat 2004

bursaya kar yağmaya başlıyor sabahtan, biz ofiste güzel manzarada kahve içiyoruz akşama olacaklardan habersiz..
iş çıkış saatinden yarım saat önce çıkıyorum çünkü biliyorum ki böyle havalarda bizim eve ulaşmak hep zordur, ilk 10 dk boş bir araç bulurum umudundayım, süre uzadıkça umudum azalmaya başlıyor çünkü ya hiç araç geçmiyor ya da geçenlerin hepsi dolu..
bekliyorum bekliyorum ve donuyorum, yürümeye karar veriyorum, ama ev çok uzak en yakın otobüs durağına gitmeye karar veriyorum. otobüs durağına vardığımda bekleyen en az 7-8 kişi daha var. birlikte beklemeye başlıyoruz ama beklenen otobüste gelmiyor..
o yıl evli değilim henüz ve sevgilim uzaklarda gelip beni kurtarma imkanı yok maalesef,

ama bir kurtarıcıya ihtiyacım olduğu kesin yoksa az sonra donacağım burada.

sonra metro istasyonuna yakın olduğum geliyor aklıma, metro ile ulaşabileceğim arkadaşımı arıyorum evde oldukları haberini alır almaz koşarak gidiyorum. ohh nihayet sıcak bir eve ulaşabileceğim yoksa ofise geri dönüp geceyi orada geçirmeye düşünmeye başlamıştım.

günlerden 14 şubat olunca, gidilen ev yeni evli arkadaşların evi olunca ve evli olarak kutlayacakları ilk sevgililer günü olunca ve benim sevgiliminde uzaklarda olduğu düşünülünce, bu gece için özellikle buraya gönderildiğimi düşünüyorum ilahi güçler tarafından :))

çok güzel bir gece geçiriyoruz beyazlar arasında, yani benim için güzel bir gece onlara da sormak lazım tabiiki :))

sabah iş aşkıyla yanan ben herkes uyurken evden çıkıyorum, geceden çok söylemişlerdi oysa ki hiç boşuna uğraşma gidemezsin bu havada diye..

ama yok ben inatla gideceğim, dün gece yeterince üşümemiş yollarda kalmamışım sanırım, biraz daha çekmem gerekiyormuş

dizlerime kadar karların arasından yürüyorum, benden önce hiç kimsenin geçmemiş olduğu yollardan metro istasyon durağına varıyorum nihayet ama berbat haldeyim sırılsıklam...

ve süpriz
metro çalışmıyor
kar nedeniyle seferler iptal

bu durumda benim ofise ulaşmam imkansız
çaresiz geri dönüyorum, ama geceleri benimle şenlenen arkadaşlarımı birde sabahın köründe uyandırmamak için bulduğum bir markete giriyorum, yaşlı bir amcayla birlikte ekmeklerin ve gazetelerin gelmesini bekliyoruz, bu sırada bize ikram edilen çayları içiyoruz...
bursada gördüğüm en çok kardır herhalde tam 3 gün eve ve işe gidemedim..

bugünde benzer havalardan biri var dışarıda, çok kar var ve aç kuşlar, kediler, köpekler..
sabah gelirken elimdeki simitin hepsini kuşlar yesinler diye muhtelif yerlere bıraktım, az öncede çıktım fırından aldım bişeyler ve pencere kenarlarına bıraktım hepsini
anında gelip alıyorlar, birazdan gidip tekrar alacağım bişeyler yine bırakacağım
kar güzel her haliyle ama sadece sıcaktaysak ya da biraz sonra ısınacaksak...


görüntüler 2004 yılından, bursanın en işlek caddelerinden biri Stadyum Caddesinden...