1 Nisan 2010 Perşembe

pembe nisan

Sabah beyaz t-shirtümün üzerine, pudra rengi fularımı doladım rüzgarda uçuşsun diye..
Pembe gözlüklerimi çıkardım bütün bir kış durdukları çekmeceden, onları taktığımda dünya gerçekten tozpembe oluyor ve bende Aysel Gürel :)
Simit almak için pastaneye uğradım ama cüzdanımı bütün aramalara rağmen bulamayınca akşam kullandığım çantamda unuttuğumu fark ettim. Sürekli gittiğim yer olsa hiç problem olmayacaktı ama buraya ilk defa geliyordum. Yine de adam bu yabancı ve pembe gözlüklü kadına gevrek bir simit hediye etti.
Kuzenimin bir oğlu oldu, uzakta oldukları için telefonda tebrik ederken arkadan sesini duydum minik bebişin, minik bir bebeğin nasıl ağladığını unutmuşum çoktan, hemen bir bebek daha katmalı aileye bırakmalı işi gücü bu karmaşayı diye düşünürken buldum kendimi, huzur verdi o ses bana tabi ki çok kısa sürdü bu düşüncem.
Ofiste durumlar berbatken, her şey karman-çorman, işler yığılı ben altında boğulmuşken bunları yazıyorum hiç birini umursamadan.
Sadece 1 Nisan diye