6 Nisan 2010 Salı


hani bazı günler vardır mesela bugün gibi.
sabah uyanırsın, minik kızın ve babası mışıl mışıl uyuyordur, babanın bu sabah geç gideceğini bilmek rahatlatır seni. çünkü sabah işe gitme telaşesinin arasına bir de minik kızın telaşeleri eklenmeyecektir bu sabah.
rahat rahat hazırlanırsın, her zamanki saatte uyanmışsındır ama sadece sen hazırlanacağın için vakit çook uzun gelir, giyinirsin, makyajını yaparsın, saçlarına şekil verirsin, hatta kahveni bile içersin..
tam mutlulukla sıvışmak üzereyken "annnneeeee" sesini duyarsın
işte gün o zaman başlar
kapıyı çekip gidemezsin, bi bakayım hemen çıkarım dersin, odaya gidersin, boynuna dolanan bir çift ele hayır diyemezsin.
sonrası uzun ağlamalar ve nazlar, rahat rahat hazırlandığın dakikalara yanarsın saat hızla ilerlemekteyken.
işe geldiğin saatten itibaren için bir buruktur, sabah ağlayan surat gitmez gözünün önünden bir türlü, bu gerginlik ondan dersin.

geçen hafta yaptığın ve acaba mı dediğin, arayıp sormaya üşendiğin için ertelediğin şey nakit olarak yüklü bir şekilde karşına çıkarsa, arasaydım-sorsaydım-düzelttirseydim geç olmadan hayıflanmaların için artık çok geçse ve güzel güzel o paraları ödediysen
gerginlik artar tavan yapar
ödediğin paralara değil yaptığın salaklığa kızarsın
üzerine bir de yağmur yağar
bugün bitse artık keşke
yatsam uyusam herşeyi unutsam dersin...