16 Haziran 2010 Çarşamba

kokoşum-kokoşsun-kokoşşşş


Eğer bir gün bana birisi deseydi, bir kızın olacak ve daha yaşı üç bile olmadan
Çantası olmadan asla evden çıkmayacak
Çantasının içinde tokaları
Çantasının içinde iki tane ruju
Her yüzünü yıkama seansında “rucumu bozuosunnnn” ağlama nöbetleri..
Çantasının içinde küçük bir ayna
Çantasının içinde ojesi, parlatıcı cinsinden olanlarla idare ediyor şimdilik daha koyu renkleri keşfetmedi şükür…
Sabah ilk iş ojeleri kontrol edecek hala duruyorlar mı diye..
Pantolon nedir, neden giyilir asla bilmek istemeyecek
Eteksiz, elbisesiz gezmek istemeyecek
Giydiği bu etek-elbise türevleri mutlaka dans ettiğinde hareket eden türden olacak
Öyle dar, dans ettiğinde kalıp gibi duran cinslerden mümkünse olmayacak
Düz bir t-shirt mümkün değil giyilmeyecek
Giyilen t-shirtlerin üzerinde mutlaka kız resmi olacak ve mümkünse pembe olacak
Dolaptan bütün her şey darmadağınık olma pahasına sabahları kaşla göz arasında o t-shirt seçilecek..
Saçlar dans ederken dağınık, diğer zamanlarda uzun toplanacak
Her saçları toplayıştı “ama at tuyyuğu yapma uzun topla” diye kalıp cümle kullanılacak
At kuyruğunu nasıl bir şey düşündüyse artık kendi kafasında..
Ama ben büyüdüm cümlesi günde en az beşyüzbin kez tekrarlanacak…
Baba bana anne terliği al cümlesi de günde en az beşyüzbin kez tekrarlanacak..
Minicik tombiş parmaklarını annesinin parmak arası terliklerine yerleştirmeye çalışacak..
Yok daha kullanamaz öyle terlik, hem onun numarasına göre bulamayız itirazlarıma rağmen, bir güzel yerleştirecek parmakları bulunan terliklerin içine ve şıppıdı şıppıdı dolaşmaya başlayacak sokaklarda…
Hayır biraz kokoş bir anne olsaydım bu kız bana benzedi diyebilecektim ama hiç değilim..
Lütfen birisi babasına bu hallerin geçici olduğunu söylesin….