21 Ocak 2010 Perşembe

iyi ki...

2 yıl önce..
06:00
son zamanlarda zaten doğru dürüst uyuyamıyorum yine o sabahlardan biri erkenden uyanıyorum, bir gariplik yok, evin içerisinde biraz dolaşıyorum, heryer çok sessiz, biraz tv izlemeye karar verip tekrar salona dönüyorum ve ilk işaret geliyor..
06:30
hep çok heyecanlanacağımı düşünmüştüm, oysa çok sakinim, duşumu alıyorum, giyiniyorum, kocamı uyandırmaya bile gerek duymuyorum, bütün evi tekrar gözden geçiriyorum..
07:00
kapının arkasındaki listeyi tekrar gözden geçiriyorum, bavulu bir kez daha kontrol ediyorum, herşeyin tamam olduğuna karar verdiğimde artık kocamı uyandırıyorum..
"hadi diyorum, gidiyoruz" birden şaşırıyor ve panikliyor, anlamaya çalışıyor neler olduğunu, sakince anlatıyorum, daha çok şaşırıyor bu kadar sakin olmama.
07:30
ikimizde hazırız, bavulu arabaya taşıdı, evi son kez tekrar kontrol ettik, eksik birşey olmadığından eminiz ve yola çıkıyoruz..
07:45
sabah trafiği, herkes işe gitmeye çalışıyor ve trafik çok yoğun, doktorumu arıyorum biz gidiyoruz hastaneye diyorum, olan biteni anlatıyorum kısaca, hastaneyi arayacağını ve kendisininde yarım saat içinde geleceğini söylüyor..
nedense annemleri ben arayamıyorum işte o noktada heyecanlanıyorum, eşim arıyor, çünkü biliyorum ki onlar benden daha çok heyecanlanacaklar..
08:15
hastanedeyiz, herkes daha yeni iş başı yapmış, güne ısınmaya çalışıyor, üstüne üstlük bir de pazartesi olunca her yer daha sakin görünüyor. olan biteni anlatıyorum, hemen yukarıya çıkartıyorlar, oda durumlarını kontrol ediyorlar, doktorumla konuşuyorlar, henüz gelmemiş ve bizi odamıza yerleştiriyorlar.
08:30
annemler geldiler, işte ben biliyorum benden daha heyecanlı bir kardeşim ve annem, başlıyorlar hazırlıklara, odayı süslemeye :)
doktorum geliyor o sırada, onun gülen yüzünü görmek beni çok rahatlatıyor, tek tek anlatıyor herşeyi, kontrolleri yapıyor, herşeyin yolunda gittiğini ve bekleyeceğimizi söylüyor..
09:00
oda kalabalık olmaya başlıyor, iyiki bize suit oda vermişler, bu kadar kalabalık olacağımızı tahmin mi ettiler, hayır başka boş oda yokmuş :)
09:30
doktorum tekrar geliyor ve odadaki herkesi yan odaya gönderiyor, sadece yanımda eşimin kalmasını söylüyor ve tekrar kontrollerini yapıyor, herşey şimdilik rahat...
10:00
10:30
11:00
11:30
12:00
karnım çok acıkıyor ve acayip susuyorum, bunun dışında bir problemim yok henüz ama beklemek çok sıkıcı, sürekli hemşireler gelip gidiyor, doktorum arada uğruyor, bu arada epidural takıldı abartıldığı gibi bişey değilmiş, herşeyi o kadar çok okumuştum ki zaten olacakların hepsini daha önce yaşamışım gibi biliyorum...
sadece su içmek istiyorum ama mümkün olmadığını söylüyorlar, hemşire sadece dudaklarımı ıslatmama izin veriyor, sürekli daha ne kadar bekleyeceğiz diye soruyorum, biraz daha olduğunu söylüyorlar..
12:30
13:00
13:30
14:00
14:30
15:00
artık eskisi gibi kolay geçmiyor zaman, herşey daha zor, beklemek, susuzluk, sancılar, hepsi daha çok canımı acıtmaya ve sürekli kapının arkasındaki meraklı bakışlar sinirimi bozmaya başlıyor. biliyorum onlarda çok merak ediyorlar ve sabırsızlanıyorlar ama ben onları gördükçe daha kötü hissediyorum kendimi, hemşirelere sürekli sorular soruyorum, onlardan net cevaplar bekliyorum ama beklemem gerektiğini herşeyin çok güzel gittiğini ve çok az kaldığını söylüyorlar. onlara inanıyorum çünkü o kadar tatlı ve güler yüzlüler ki onlara inanmak istiyorum...
15:30
16:00
16:30
iyi ki kocam yanımda, iyi ki sıkı sıkı elimi tutuyor, o olmasaydı ne yapardım düşünmek bile istemiyorum, hemşireler artık çok sık gelmeye başladılar, bir tanesi zaten sürekli yanımda, kıyafeti farklı olan baş hemşirenin yüz ifadesini hiç beğenmiyorum, bişeyler ters gidiyor galiba, doktoruma kapıdan girerken söylediği şeyleri duyamadım, iyice endişelenmeye başladım, ama doktorum her zamanki gülen yüzüyle yanımda ve moral verici sesiyle..
16:45
baş hemşire "tamam diyor vakit geldi işte görüyorum kara kıvırcık saçları" lüfen diyorum doğru söylediğine inanmak istiyorum..
hemen doktorumu çağırıyor, doktorda onayladıktan sonra bana dönüyor
"burada mı devam etmek istersin, doğumhaneye mi gidelim"
yok diyorum burası yeterince sıktı beni sabahtan beri bir de orasını görelim
ve hemen yan taraftaki doğumhaneye gidiyoruz..
16:50
içerisi çok kalabalık ve herkes çok neşeli, ayakkabı muhabbeti yapılıyor, kahkahalar eşliğinde, o sırada çocuk doktoru geliyor yine o hemşire bu sefer çocuk doktoruna bişeyler söylüyor alçak sesle, "sizi gördüm diyorum lütfen neler oluyor bana da anlatın" ama her ikisi de anında gülümsemeye başlıyorlar ve genel bilgileri paylaştıklarını söylüyorlar
16:55
kocam yeşil önlük içinde çok tuhaf görünüyor gözüme, elimi çok sıkı tutuyor belki ben onunkini daha sıkı, doktorum sürekli talimatları veriyor ve ben uygulamaya çalışıyorum ama artık yeter diyorum daha bitmeyecek mi???
17:02
büyük bir rahatlama hissi, gülen yüzler, ağlamayan bir bebek, ağlayan bir anne, ağlayan bir baba, niye ağlamıyor diye soran bir anne, kızımı göğsüme bırakan bir doktor, şaşkın ve ağlamaya çalışan bir bebek, ağlayan bir anne, ağlayan bir baba, elinde makasla bekleyen doktor, makası doktordan alan ve elleri titreyen bir baba, ağlayan bir anne, ağlayan bir baba, kordon bağını kesen bir baba, kontrolleri yapılan ve ağlayan bir bebek, sürekli sağlığıyla ilgili sorular soran bir anne ve dışarıya götürülen bir bebek, hala ağlamaya devam eden bir anne...

bugün...
ANNE'yim, tam 2 yıldır, herşey hala rüya gibi, çoğu zaman bakıp bakıp inanamadığım bir güzelliğin annesiyim. şaka gibi geliyor bazen, bir oyun..
zaman çok hızlı geçiyor, ben tadını çıkarmak istiyorum yavaş yaşamak istiyorum seninle olan günleri.
öyle çok süslü cümleler kuramam hiçbir zaman
senin için dilediğim şeyler hep mutluluğuna dair, her ne yaparsan yap mutluluk ve iyilik için yap..
iyi ki doğmuşsun, bize annen ve baban olma şansını vermişsin...
iyi ki....

4 yorum:

Burcu Çalışkan dedi ki...

kuzucuğuna sağlıklı güzel bir ömür diliyorum sinem. sevgiler

sinem dedi ki...

çok teşekkür ederim Burcu .)

uğurlu gelecek dedi ki...

iyiki doğmuşlar yaşanan acılar sancılar unutuluveriyor. bloguma hoşgeldin buarada memnun oldum :)

sinem dedi ki...

hemde hepsi anında unutuluyor,
iyi kiiii defalarca....
sende hoşgeldin :))